Gazze konusunda AB’nin hassasiyeti devam ediyor
Gazze konusunda başından bu yana hassas bir çizgiye sahip olan ve çoğunlukla Avrupa Birliği’nin genelinden ayrışan mesajlar veren Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, görevi bırakmadan son bir hamle çabasında. Bugün Brüksel’de toplanacak AB dışişleri bakanları, muhtemelen son kez bu toplantıya başkanlık edecek Borrell’in İsrail’le siyasi diyaloğun askıya alınması önerisini masaya yatıracaklar.
Borrell, İsrail’le AB arasındaki 24 yıllık Ortaklık Anlaşması’nın bir unsuru olan siyasi diyaloğun, belgedeki insan hakları maddesi işletilerek askıya alınmasını önerdi. Yasadışı yerleşim birimleri çıkışlı ürünlere ithalat yasağı getirilmesini de içeren öneri geçen hafta hem AB üyesi ülkelere hem de AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e iletildi.
BULGULARLA DESTEKLEDİ
Uluslararası insani hukuk ihlallerine ilişkin ciddi endişeler ve bu endişelerin giderilmesi için adım atılmamış olması Borell’in önerisini dayandırdığı iki ana gerekçe. Borrell bu gerekçeleri insani hukuka uyma zorunluluğu, işgalci gücün ihtiyaç sahibi bir nüfusa insani yardım sağlama sorumluluğu ve İsrail’in aşırılıkçı yerleşimcilerin şiddetine son verme göreviyle ilgili bulgularla destekledi. Öneri sadece siyasi diyaloğun askıya alınması odaklı. Anlaşmanın genelini etkileyecek bir boyutu yok.
ALMANYA SET ÇEKTİ
AB ülkeleri İsrail konusunda bölünmüş durumda. Almanya, İtalya, Hollanda, Avusturya, Danimarka, Yunanistan, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti öneriyi alır almaz itiraz ettiler. Hatta Almanya bakan düzeyinde resmen karşı çıktı. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock geçen hafta yaptığı açıklamada, “Diyalog kanallarının her zaman açık tutulmasından yanayız. Tabii bu İsrail için de geçerli” dedi. İspanya ve İrlanda’nın başını çektiği bir grup ise aylardır Ortaklık Anlaşması’nın gözden geçirilmesini istiyor.
OYBİRLİĞİ GEREKLİ
Siyasi diyaloğun askıya alınabilmesi için oybirliği gerekiyor. İlk itirazlar bu adımı atmanın pek mümkün olmayacağının en önemli göstergesi niteliğinde. Bugünkü toplantıda Ortadoğu’daki gelişmeler başlığı altında ele alınacak konuya ilişkin olumlu ya da olumsuz karar çıkıp çıkmayacağı tartışmalar ışığında netleşecek. Üye ülkelerde son dönemde belli düzeyde bir hassasiyet oluştuğuna dikkat çeken üst düzey bir AB yetkilisi, “Artan bu hassasiyetin somut adıma dönüşüp dönüşmeyeceği belli değil” dedi. Bazı AB kaynakları, toplantıda ibre olumsuz karardan yana olsa da siyasi diyaloğun askıya alınmasının bakanlar düzeyinde tartışılması aşamasına gelinmesinin bile güçlü bir siyasi mesaj olarak değerlendirilebileceği görüşünde.
LİSTE UZUN
-Borrell, aradan geçen bir yıldan fazla sürede yaşananların sonuçlarının olması gerektiği ve bir şey olmamış gibi hareket etmenin mümkün olmadığı görüşünde. Ulurlararası kuralların ihlal edildiği diğer durumlarda yaptırımların devreye sokulduğunu ancak İsrail’e bunun yapılmadığını hatırlatan Borrell, “Bu durum değişmeli” dedi. Borrell, AB’nin, İsrail’e yönelik yaklaşımının başarısız olduğunu kabul etmesi gerektiğinin altını çizdi. Konuya ilişkin bir görüş kaleme alan Borrell şu ifadeleri kullandı: “Uluslararası insani hukuku dikkate almak, Uluslararası Adalet Divanı’nın bağlayıcı kararlarına uymak, insani erişimi sağlamak, Başkan Biden’ın ateşkes önerisini kabul etmek, uluslararası gazetecilerin ve Birleşmiş Milletler tarafından görevlendirilen müfettişlerin Gazze’ye girmesine izin vermek… Geriye dönüp bakıldığında İsrail’de kulak ardı edilen taleplerin listesi artık sayılamayacak kadar uzun.